Özyeğin University, Çekmeköy Campus Nişantepe District, Orman Street, 34794 Çekmeköy - İSTANBUL

Phone : +90 (216) 564 90 00

Fax : +90 (216) 564 99 99

E-mail: info@ozyegin.edu.tr

Mar 05, 2021

ÖzU in Press - Bağlanma ve Psikolojik Bozukluklar (Turkish)

Milliyet

Bağlanma öncelikle yakın ilişkilerdeki kalıplarımızı yani ben ve diğer kişi hakkındaki olumlu/olumsuz algılarımızı belirliyordu. Bu çevremizden zor zamanlarımızda aldığımız sosyal desteği sağlama yollarımızı, aldığımız sosyal destekle ilgili algımızı ve nasıl değerlendirdiğimizi de şekillendiriyordu. Sosyal destek, psikolojik bozukluklara karşı koruyucu rol oynayabilir. Çünkü dertlerimizi paylaştıkça hafifliyor. Ayrıca bizlere yardım sunan kişiler, sorunlarla baş etmemizde de alternatif yollar gösterirler. Böylece yaşadığımız olumsuz durumlar ve bu durumların yol açtığı olumsuz duygularımızla daha rahat baş ederiz. Diğer yandan, bağlanma ilişkimizdeki özellikler, olumsuz duygularımızı nasıl, ne kadar süreyle ve ne şiddette yaşadığımızı da belirler. Çünkü bu duyguları yönetmeyi de anne-babalarımızla ilişkimiz içinde hem deneyimlerimizle hem de örnek alarak öğreniyoruz.

Peki Güvensiz Bağlanma Psikolojik Bozukluklar için Neden Önemli?

Zeynep'in olumsuz duygularla ilgili zorluklar yaşadığını ve bunları annesiyle paylaşamadığını hatırlıyoruz. Annesiyle ilişkisinde olumsuz duyguların neler olduğunu, nasıl baş edilebileceği öğrenmemişti. Zeynep bu yüzden, kendi kendine kaygısını, üzüntüsünü, hayal kırıklığını ve utancını yaşıyor. Bunu tam olarak ifade edemiyor. Genelde çok abartıyor. Kafasında daha çok kuruyor, daha uzun süre bu duyguları uyandıran olayları düşünüyor. Çoğunlukla kötümser çünkü en ufak bir zorluk karşısında bile kendisini çaresiz hissediyor. Her ne kadar çevresindekiler onunla ilgilense de, sürekli umursanmadığını hissediyor. Uykusuzluk, iştahsızlık yaşıyor, canı oynamak istemiyor, en sevdiği aktivitelerde bile isteksiz kalıyor. Yapılan araştırmalarda Zeynep gibi güvensiz-kaygılı/tutarsız bağlanma özellikleri taşıyan çocukların daha içe kapanık oldukları, depresyon ve kaygı problemlerine yatkın oldukları görülüyor. Bu çocuklar büyüdüklerinde de kaygı bozuklukları yaşayabiliyorlar. Ergenliklerinde onlara yol gösterebilecek kişilere problemlerini anlatamıyorlar. Çevreleri de kendileri gibi sorun yaşayan ama baş etmeyenlerle dolu oluyor. Hem uygun baş etme yöntemlerini bilmedikleri için hem de çevrelerinin olumsuz etkisiyle kötü alışkanlıklar edinebiliyorlar. Bunlar da ciddi ve geri dönüşü zor psikolojik bozukluklara zemin hazırlayabiliyor.

Ali Endişe, Öfke ve Utanç Hissediyor

Diğer yandan güvensiz-kaçınan bağlanma özellikleri taşıyan Ali, tüm sorunlarını kendi başına halletmeye alışmış. Annesiyle arasındaki ilişki olumsuz olduğu için, kimseden destek beklemiyor. Canı sıkıldığında ya da zorlandığında ya kitap okuyor, ya oyun oynuyor ya da kendisini meşgul edebileceği aktivitelere yöneliyor. Ama aslında içten içe kaygı, mutzsuzluk, endişe, öfke ve utanç hissediyor. Bu olumsuz duygularla ne yapacağını bilmediğinden bastırıyor ve yok sayıyor. Kendi duygularını hep bastırdığı için, arkadaşlarının da duygularına anlam veremiyor. Birisi ona derdini anlattığında dinlemiyor ve uzaklaşıyor. Oysa Ali, nasıl paylaşacağını, bir arkadaşı mutsuz olduğunda ona sarılması gerektiğini bilmiyor. Çevresi Ali'yi bu yüzden kendini beğenmiş ve soğuk buluyor. Ali gibi kaçınan bağlanma özellikleri taşıyan çocuklar, gelecekte depresif olabiliyorlar. Yakın ilişkilerinde, karşı tarafı anlamadıkları ve empati yapmakta zorlandıkları için kırıcı olup çevrelerine zarar verebiliyorlar. Bu yüzden bazı kişilik bozukluklarına yatkın hale gelebiliyorlar.

Haftaya: Bağlanmanın nesiller arası aktarımı